http://www.haber2000.com
https://www.facebook.com/osmantopal.tr
» “YAHU KARDEŞİM, BU ÜLKEYİ 17 YILDIR ERZURUMLU TEYO DAYI MI YÖNETİYORDU DA; ŞİMDİ SİZ ŞİKÂYET EDİP, MÜDAHALE EDİYOR GÖRÜNÜYOR SUNUZ?”. VE ANKARA’DA Kİ “YAVAŞ, YAVAŞ DEVRİM” YAZILARI

“YAHU KARDEŞİM, BU ÜLKEYİ 17 YILDIR ERZURUMLU TEYO DAYI MI YÖNETİYORDU DA; ŞİMDİ SİZ ŞİKÂYET EDİP, MÜDAHALE EDİYOR GÖRÜNÜYOR SUNUZ?”. VE ANKARA’DA Kİ “YAVAŞ, YAVAŞ DEVRİM” YAZILARI

Çok merak ediyorum.. Sayın Partili cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Erdoğan, “Çadır Marketler” dediği, küçük sebze çadırlarını kim ve nasıl organize ediyor? Bu işi belediyeler mi yapıyor? Sebzeleri hangi üreticiden alınıyor? Ve bu soruların yanı sıra bir soru da Ankara’da duvarlara “Yavaş, Yavaş devrim” yazılarını kim yazdı?
Paylas
“YAHU KARDEŞİM, BU ÜLKEYİ 17 YILDIR ERZURUMLU TEYO DAYI MI YÖNETİYORDU DA; ŞİMDİ SİZ ŞİKÂYET EDİP, MÜDAHALE EDİYOR GÖRÜNÜYOR SUNUZ?”. VE ANKARA’DA Kİ “YAVAŞ, YAVAŞ DEVRİM” YAZILARI
Siyaset - 18 Şubat 2019, Pazartesi 14:37:45
12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto

GÖKTÜRK TUNÇTÜRK yazdı

 

www.haber2000.com

 

Özellikle bizim Doğu Anadolu bölgesinde birisi fazla şişirme yalanlar attığında; etrafındakiler müdahale eder ve “Yahu bırak Allah aşkına, sen Teyo emmiyi de geçtin” diye çıkışırlar ve ayıplarlar..

 

Peki, bu meşhur Teyo emmi (bazen dayı da derler) kim?

 

Teyo emmi; Erzurum- Hasankaleli dir.. “Teyo Pehlivan” derler ama asıl adı “Tayyip İde” dir… 86 yaşında rahmetli oldu..

 

Teyo dayı, mızıkçılık olsun diye öyle yalanlar söyler, öyle anılar anlatırdı ki; etrafında o’nu dinleyenlerin en az yarısı anlattıklarına inanma pozisyonunda kalırlardı..

 

Sonra dinleyen diğer insanlar kahkahaları basınca, diğer inanma moduna girmiş insanlarda gülmeye başlar ve anlattıklarının balon yalanlar olduklarına onlarda katılırlardı..

 

Yani; Teyo eminin söylediklerinin yüzde 99’u yalandı ama etrafındakiler bile, bile O’nu dinlerlerdi..

 Görüntünün olası içeriği: 1 kişi, ayakta

Savaşları durduracağını söylerdi, ABD Başkanı ve Saddam ile görüştüğünü ve bizim Başbakanlarla, cumhurbaşkanları ile görüştüğünü, maaşlara zamlar yapılacağı sözünü aldığını, pahalılıkları önleme sözünü aldığını sallar, dururdu..

 

Şimdi Türkiye’de 17 yıldır tek başına iktidar olan bir siyasi parti var.. Ve Cumhurbaşkanı da artık partili oldu, yetmedi bir muhalefet partisi de tam destekçisi oldu..

 

Dünyada hangi ülke insanına Türkiye’yi sorarsanız, sorun; Türkiye’yi tarımcılığı, hayvancılığı ve İstanbul ile tarif ederler..

 

Peki, şimdi böyle mi?

 

Zerresi yok .. Tarım ürünleri üretmez olduk, üretenlerde girdi fiyatlarının yüksek olması nedeniyle, ürünlerini yüksek fiyatla piyasaya sürmek zorunda kalıyorlar..

 

İnsanlarımızın yüzde 80’i ayda ancak 1 kere et yiyebilme durumuna geldi..

 

Tarım ürünleri, sebzelerimiz artık ateş pahası.. Eti de, buğdayı da, samanı da, soğanı da dış ülkelerden ithal eder olduk..

 

Yeni mi bu sıkıntılar? Hayır, yıllardan beri var..

 

Ne kadar fabrika var ise birilerine satıldı, çalışanların en az yarısı kapı önüne konuldu, milyonlarca üniversite mezunu işsiz gençler kahvehanelerde oturuyor, sokaklarda boş geziyor.. Çare buldular; Millet kıraathanelerinde bedava çay ve kek var..

 

5 milyona yakın işsiz insanımız var.. Açlık sınırı 3 Bin 800 lirayı geçmiş durumda ama bizde çalışanlar da 2 bin 20 lira ücret alıyorlar..

 

İnsanlar bunalıma girdi, cezaevleri nüfusunda birinci ülke haline geldik..

 

Vatandaş artık soğanı, domatesi, patatesi bile alamaz oldu..

 

Yıllardır bu sıkıntılar var..

 

Şimdi yerel seçime gidiyoruz ama mutfaklarda ki ve ceplerde ki, kredi kartlarında ki, icra dairelerinde yangınların dumanları arşa karabulut gibi yükselmeye başlayınca, 17 yıldır iş başında olan iktidar diğer sıkıntılarda olduğu gibi; “Dış güçlerin, içimizde ki hainlerin, teröristlerin oyunları, tezgahları” falan diye kendini savunmaya başladı..

 

Ak Parti hükumeti bu yangınların yerel seçimde kendisini de yakacağını görünce “tezgahı bozacağız” savunması ile müdahalelere başladı..

 

Ne yaptı? Kimlerin organize ettiği hala belli olmayan küçük sebze satış çadırlarını bazı noktalarda açmaya başladı ama Sayın cumhurbaşkanı bu küçük sebze çadırlarına “çadır Marketler” diyor..

 

Ve sebzeleri üreticiden aldıklarını, tüketiciye de karsız satış yaptıklarını söylüyorlar..

 

Bu çadır işini belediyelerin organize ettiğini de bildiriyorlar.. Merak ediyoruz, Belediye meclisleri bu işlemde herhangi bir karar aldılar mı? Hangi üreticiden, neyi kaç liraya alıp, kaç liraya sattıklarına dair resmi belgeler var mı yoksa bu çadırlar da “işportacı” durumunda mı?

 

Plan zaten 2,5 aylık bir satış planı.. Yani yerel seçim bitinceye kadar..

 

Ticaret bakanımızda yine zabıtalar ve maliye görevlileri vasıtası ile marketlere operasyonlar yaptı ve çıkıp dedi ki;

 

“Bu ne rezalet, bu ne vicdansızlık? Marketler aldıkları her sebze ve meyveye yüzde 800 zam koyup, satıyorlarmış, cezalar yazdık”.

 

Çok güzel de iktidara sorarlar; “Yahu kardeşim, peki bu güne kadar ülkeyi Erzurumlu Teyo dayı mı yönetiyordu ki şimdi ye kadar ilgilenip, müdahale etmediniz? Şimdi çıkıp ‘vicdansızlık’ diyorsunuz? Eğer dedikleriniz doğru ise Bu güne kadar vatandaşın kazıklanmasına göz mü yumdunuz?”

 

Yani hepsi muamma .. Bunları soranlara da “hain, anarşist, terörist” diyorlar..

 

ANKARA’DA “YAVAŞ, YAVAŞ DEVRİM” YAZILARINI KİMLER YAZDI VEYA YAZDIRTTI? “DEVRİM” İFADESİNDEN NİYE ÖCÜ GİBİ KAÇINILIYOR? DEVRİMCİ OLMAK AYIP MI? YOKSA HAİNLİK Mİ?

 

Ankara Yerel seçimlerinde çok acayip gelişmeler yaşanıyor..

 

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ilçeleri geziyor, seçim propagandası yapıyor ve vatandaşa sert bir şekilde tembihlerde bulunarak; “Buralara; Kılıçdaroğlu’na adım attırmayın.. Kılıçdaroğlu 1 Nisan’da sevinirse en büyük üzüntüm olur” …

 

Yapma Sayın bakan .. Hani sandıktan çıkan milli iradeye saygı vardı? Ne oldu bu saygıya, demokrasi yarışına?

 

Zaten çok değişik anketler havada uçuşuyor.. Sordukları insanlarda 3 bini geçmiyor.. 5 milyonluk Ankara’da 3 Bin kişinin görüşü ile seçim ibresi tayin ediliyor ve önde ki, arkada ki puanlar ortaya atılıyor..

 

Ankara’da bunlar yaşanırken birden bire alt geçit duvarlarına “Yavaş, Yavaş devrim” ve “Devrim Ankara’dan başlayacak” yazıları yazıldı..

 

Bu yazıları kimlerin yazdığı veya yazdırttığı meçhul olduğu gibi her iki taraf ta “Bu yazıların bizimle alakası yok, tezgah, milliyetçi- Ülkücü seçmenlerin oylarının yönünü değiştirme provokasyonu dur” falan, filan..

 

Yahu kardeşim; bu alt geçitlerinde her hangi bir trafik kazası olduğunda her açıdan kameralarda belli oluyor da, dakikalarca alt geçit duvarlarına, boyalarla yazı yazanlar neden görünmüyor?

 

Hadi diyelim AK Parti adayı taraftarları bunu tezgah amaçlı yazdı..

 

Birileri de hala Melih Gökçek’i işaret ediyor .. Hay Melih Gökçek kadar başınıza kayalar düşsün.. Yahu çekin artık adamın yakasından elinizi, Melih başkan telefonları bile kimselere açmıyor, ne yazılar yazdırması..

 

Ve kendisini Sol parti olarak ilan edip, övünen CHP .. Yahu “devrim” lafından niye bu kadar korkup, çekiniyorsunuz? Terör ifadesi imiş gibi niye savunmaya geçiyorsunuz?

 

Ayrıca “devrim” Edebi literatürde “yenilik getirmek, çağa göre, insan haklarına göre değişim yapmak” demek.. Tabi bu değişim cebir ve şiddetle, silahla, yakıp- yıkmakla değil milletin sandık iradesi ile olur..

 

Sonra; milliyetçiler, Ülkücüler akılsız mı ki “devrim” yazısından etkilensin de, oy verme yönünü değiştirsin?

 

Bakın bende; Allah’a şükür, Ülkücü yapıya sahip Türk milliyetçisiyim ve en büyük devrimcinin de Ülkücülerin, milliyetçilerin olduğuna inananlardan birisiyim..

 

Mansur Yavaş cephesi yanlış savunmalar içerisindeler..

 

“Devrim” yazısını öcü gösterip, Milliyetçileri- Ülkücüleri akılsız ima edeceklerine,

 

“Kardeşim biz sol partinin adayıyız ve devrimciyiz ama o yazılar bizim bilgimiz dışında yazılmıştır.. Kötü bir amaç olduğunu da düşünmüyoruz.. Eğer, rakibimiz taraftarları yazmış ise bize bilmeden destek olmuşlar, sandıkla; yerelde değişimi işaret etmişler yoksa biz anarşi hareketlerine asla müsaade etmeyiz ve taraftarı da değiliz” demeleri gerekirken, idama gidiyorlarmış gibi savunma içerisine girme çabasındalar..

 

Tabi o bölgede kamera kayıtları çıkacaktır.. 

 

Peki ya ayıpladığınız bu yazıları CHP’nin Sol gençliği yazdığı ortaya çıkar ise o zaman ne yapacaksınız? Bu gençleri, yani Solcu gençleri CHP’den kovacak mısınız? O zaman hepten kaybedeceksiniz.. 

 

Unutmayın, cumhuriyetimizin kurucusu, Başbuğların Başbuğu; Gazi Mustafa kemal Atatürk’te dünyada en büyük “devrimci” idi..

 

Kendinize gelin ..


Bu Haber 1229064 Defa Okunmuştur

OKUYUCU YORUMLARI

UYARI:Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Ayrıca suç teşkil edecek hakaret içerikli yorumlar hakkında muhatapları tarafından dava açılabilmektedir.(Yorum Yapanın Taahütü)Yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
Ad Soyad
E-Posta
Yorum

Haber Arşivi

ÇOK OKUNANLAR

Hava Durumu



İçerik Yükleniyor...
Ankara’ya 5 yıldır tek bir kalıcı eser yapamayan, “Çapsız” Mansur Yavaş; dünyanın en büyük tema parkı olan ANKAPARK’ı, siyasi kin ve ağır kıskançlık psikolojisi ile açıkça harabeye çevirtti. Parkta yapılan 83 hırsızlıklara göz yumduğu gibi şimdi de yerel seçimler arifesinde; parkta ki dinozor ve diğer oyuncakları kaldırıp, atacağını ve bu alanı yeşil alan yapacağını duyuruyor, güya Ankaralıların da görüşlerini aldığı anketi aktarıyor.. İşine geldiği zaman da; yıllardan beri “bu park 14- 16 milyar liraya yapıldı, parayı oyuncaklara gömdüler” gibi ciyaklayıp, siyasi itibar suikastları yaptı, yaptırdı.. Parkı harabeye çevirmesinin tek gerekçesi ise; Ağır siyasi kin.. Melih Gökçek yaptırdı diye.. Şimdi, halkı ücretsiz, otobüslerle parka getiriyor. Niye; Parkın kırılan oyuncakları, harabe görüntüsünü görmeleri için.. Zeka özürlüler, Ankaralı sormayacak mı, “Bu parkı kim bu hale getirdi?” diye Sayın İçişleri Bakanı, Sayın Ankara Valisi.. Bu parkı Melih Gökçek Belediyeye süper görüntülerle teslim etti mi? Etti? Park kimin denetimde idi? Ankara Büyükşehir Belediyesinin.. Başkanlar kimdi? Mustafa Tuna ve Mansur Yavaş.. Peki, 5 yılda bu büyük devasa parkı kim bu hale getirdi? Kim harabe olmasına göz yumdu? Mansur Yavaş.. Şimdi bu parkı tamamen kaldırıyor.. Bu park 14 milyara yapılmış ise, sen kimsin ki devletin bu parasını keyfine, kinine göre çöpe atıyorsun? Evet, Sayın İçişleri Bakanı ve Ankara Valisi. Lütfen, derhal parka görevlileri gönderip, zarar- ziyan tespitleri yapılmasını ve parkın şuan ki halinin tespitini ve gerekli soruşturma işlemlerinin yapılmasını Ankaralılar adına sizlerden rica ediyorum...
SAYIN, İÇİŞLERİ BAKANLIĞINA ve ANKARA VALİSİNE “MANSUR YAVAŞ” ÇAĞRIMDIR.. “KAMUYA AĞIR ZARAR VERDİ, YAPILAN MEGA HİZMETİ; SİYASİ KİN İLE HARBEYE ÇEVİRDİ, ŞİMDİ DE ORTADAN KALDIRIYOR”

SON EKLENENLER

FaceBook

Haber Ara

Copyright ©2010 - Tüm hakları saklıdır.
PHP Haber Sitesi Türkiye Tasarım
Haber 2000- Tüm Hakları Saklıdır. İzinsiz Ve kaynak gösterilmeden Alıntı Yapılamaz. Yayınlanan Tüm Haber Ve Açıklamalar İlk Kaynaktan Ulaştırılan Açıklamalardır. Sitemiz Bu Açıklamalara Ekleme Veya Müdahelede Bulunmadan Yayınlar. Yorum,Makale, Sizden Gelenler Bölümündeki Yazılardan Yazanlar Sorumludur. Harici Bilgiler Ayrı Bir Sayfada Açılır. Haber 2000 Bu Linkler Ve İçeriklerinden Sorumlu Değildir.Her Türlü Haber Ve İletişim İçin millitaraf@hotmail.com Adresini kullanabilirsiniz. Sitemizden Daha İyi Yararlanabilmek için Gizlilik İlekeleri Ve Yayın Prensiplerimzi Okuyunuz. Ekonomik Veriler Bilgilendirme Amaclidir.Kullanimindan Dogacak Sorunlardan Sitemiz Sorumlu Degildir. En İyi İnt Exp 8+ 1024x768 Görüntülenir