"Beni Tayyip Bey’in günahına ortak etmeyin"
Siyasette ittifak yarışları sürerken tüm gözler Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu'nun üzerinde. Cumhurbaşkanı Erdoğan Karamollaoğlu'nun Cumhur İttifakı'nda yer almasını istediğini belirtse de Karamollaoğlu bunun mümkün olmadığını söyledi.
Posta'dan Serap Belovacıklı'ya konuşan Karamollaoğlu, "Her şey bize teslim edilirse biz 'Evet' deriz. Bize teslim edeceklerini de zannetmiyorum" diyerek ittifaka kapıları kapattı.
"Milli Görüş lideri Prof. Dr. Necmettin Erbakan yaşasaydı mevcut şartlarda Erdoğan'la ittifak yapar mıydı?" sorusuna da cevap veren Karamollaoğlu, 11'inci Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Saadet Partisi'nden aday olup olmayacağı sorularına da cevap verdi.
Saadet Partisi ittifak konusunda hemen her gün medyanın gündeminde. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve MHP lideri Devlet Bahçeli'nin birlikte kurdukları ardından BBP'nin de dahil olduğu Cumhur İttifakı'nda yer alması istendi ancak o bu ittifakta yer alamaycağını açıkladı. Saadet Partisi'nin 2019'da kazanacağının ısrarla altını çiziyor bunu da ülkeyi kutuplaştırmayan tek partinin Saadet Partisi olmasına bağlıyor.
İşte Karamollaoğlu'nun ses getirecek açıklamaları...
Şu anda bir ittifak oluşturuldu. MHP ile iktidar partisi arasında. Bu ittifakın içinde yer almayan partiler de biz de bir araya gelsek dediklerinde 'Biz cepheleşmeye karşıyız dedik. Öbür ittifak gibi bir kutuplaşma olmasın dedik. Birleştirici olsun. Kuvvetler ayrılığı prensibini çok önemsiyoruz. CHP 'Parlamenter sisteme dönelim' diyor İYİ Parti de diyor. Başkanlık sisteminin devam etmesine itirazımız yok. Başkanlık sistemini herşeyin üzerinde gören sisteme itirazımız var. Meclis güçlü olmalı. En önemli konu da adalet. Biz güçlü bir Meclis, Meclis'in etkisinde kalmayan bir adalet mekanizması istiyoruz.
"YOLSUZLUK KURAL HALİNE GELDİ"
İkincisi bizim şu anda şikayet ettiğimiz konuların başında ekonomi geliyor. Yolsuzluk adeta bir kural haline geldi. Bununla ciddi mücadele edilmeli. Bu kaynakların israfına sebep oluyor. İkincisi israf mekanizması durdurulmalı. Üretime dönük bir yatırım politikasına mutlaka dönmeliyiz. Bunların sağlayabilmenin yollarından bir tanesi de partizanlıktan vazgeçilmeli, iş ehline verilmeli. Bir yere bir insan tayin edilirken hükümet kendisine en yakın insanları arıyor. Böyle bir ülkenin yönetilmesi mümkün değil. Bir makama gelmek için çekişme ve yarışma var. Bu sefer yalakalar artıyor. Kim daha çok överse ona itibar ediliyor.
"EĞİTİM SİL BAŞTAN ELE ALINMALI"
Mesela eğitimde sadece malzemenin üzerinde duruldu hep. Tablet, imtihan şekli... Eğitimde gençlerin mutlaka topluma faydalı olacak bir fert olması icap eder. Haksızlık yapmayacak, yalan söylemeyecek...Kötü yola düşmüş bir çok gençle karşılaşılıyor ama hükümet tedbir alamıyor. Eğitimin mutlaka hem değerler hem meslek yönünden sil baştan ele alınması gerkiyor. Üniversiteler artıyor ama bunun Türkiye'ye faydası olacağı kanaatinde değilim.
"TERÖRLE MÜCADELE YÖNTEMİNİ DEĞİŞTİRMEMİZ GEREKİYOR"
Kriterler dediğimiz noktalardan bir tanesi; Bizim terörle mücadele yöntemini tamamen değiştirmemiz gerekiyor. Terörle silahla mücadele edilir ona kimsenin itirazı yok ama bölgede terörün hayatini devam ettirecek desteği almaması için o bölgenin ekonomik, sosyal porblemlerini çözmemiz gerekir.
"DIŞ POLİTİKADA ŞAHSİYETLİ BİR POLİTİKA İZLEMELİYİZ"
Dış politikada bizim bir ifademiz var, Erbakan hocamızın da çok kullandığı; şahsiyetli bir dış politika izlemek...Her ülke kendi menfaatini korumayı dış politikada ahlaki bir yaklaşım olarak görüyor. Bu şu manaya geliyor; bir yerde menfaatiniz varsa gider belli bölgeleri istila edebilirsiniz. Bu batının yaklaşımı.
İKTİDAR OLSA AFRİN'E GİRER MİYDİ?
Afrin problemi olmazdı ki. Hiç bir ülke kendi sınırında tehlike olduğunda seyirci kalamaz ona. Müdahale etmek hakkıdır. Uluslararası sahada da böyledir. Esas olanı biz bu noktaya nasıl geldik? Bu baştan beri güttüğümüz yanlış politikaların neticesi. Bu iş ABD'nin Irak müdahalesine destek vermekle başladı.
AP'NİN 'TÜRKİYE AFRİN'DEN ÇEKİLSİN' KARARI
AP'nin kararını pek isabetli görmüyorum. AB şu anda bu hükümetin bütün çabasına rağmen Türkiye'ye karşı tavır belirledi. 30 fasıl açıldı bir tanesini kabul ettiler. Bulgaristan AB ile uyum içinde olamaz görünürken onları aldılar biz kapıdayız. Bunlar bizi bekletecekler. Bizim AB ülkelerini söyleyeceğimiz şu olur; Gelin biz yeni bir formül belirleyelim. Biz sizin tam üyeniz olmayalım. Ayrıcalıklı veya imtiyazlı ortak olalım. Ticari, ekonomik sahada işbirlikleri yapalım ama sizin vazgeçilmez üyenizmişiz gibi bizi gündeminize almayın. Nasıl İngiltere 'Ben Avrupa'nın kurallarıyla yönetilmek istemiyorum' dedi. Biz de yapalım. Böylece sürüncemede kalmasın. 14 yıldır her türlü tavizi verme noktasına gelmelerine rağmen Avrupa buna razı değil.
ERBAKAN AK PARTİ İLE İTTİFAK KURAR MIYDI?
Erbakan hocamız bazı noktalarda 'Hoca da böyle diyor' diye zorladıkları zaman 'Beni Tayyip beyin günahına ortak etmeyin' dedi. Çok açık söyledi. Biz Tayyip beyle şahsi dostuz, otururuz, konuşuruz, yeriz içeriz ama bizim hükümetin politikalarına itirazımız var.
SONRA GÖRÜŞMENİZ OLDU MU SAYIN ERDOĞAN'LA?
Mustafa Şentop geldi. Anasayasa Komisyonu Başkanı çalışmalarla ilgili bilgi verdi. Biz hiç ittifakı konuşmadık zaten. Biz kendi görüşlerimizi anlattık. Tayyip Bey de kendi yaklaşımlarını ifade ettiler.
(Erdoğan "İttifakta olmasını arzu ettiğimiz partiler kendilerine başka bir yol arkadaşı seçiyorsa onlara da 'Güle güle' demekten başka bir şey elimizden gelmez" demişti. Bir kırgınlık olabilir mi?) Biz de kırgınız. Bu seçimler 50 artı 1'i gerektiriyor. Güvende hissetmiyorlar kendilerini. Bizim gibi o ittifaka güç katacak birini istiyorlar. Ama bizim problemlerimiz büyük.
(Bahsettiğiniz ilkeler 2019'a kadar hayata geçecek ilkeler değil. Yine de olmaz mısınız ittifakta?) İktidarın bu noktada bazı adımları attığına şahit olmak gerekir. Her şey bizim dediğimiz tarzda değişitirilirse. Bu demektir ki bize teslim edilirse biz 'Evet' deriz. Bize teslim edeceklerini de zannetmiyorum.
ABDULLAH GÜL SAADET PARTİSİ'NDEN ADAY OLACAK MI?
Biz olamaz demeyiz. Ne olursa olsun aday çıkaracağız. Bu adayın kendi teşkilatımızda da tasvip edilmesi gerekiyor. Bizim teşkilatlarımız şu anda heyecan havasına girdiler. İki mutlaka arkasından Türkiye tabanından bu adaylar nasıl kabul görüyor. Onunda görmemiz lazım. Bir kaç kişi için bu yoklamayı mutlaka yapacağız. Abdullah Bey aday olabilir. İhtimal dahilindedir. Başkaları da olabilir. Biz seçime bir parti olarak girmiş olmak için girmeyeceğiz. Bizim gösterdiğimiz aday Cumhurbaşkanı seçilir. Başkalarını küçümsemek için söylemiyorum ama genelde böyle bir kanaat var. Diğer kesimlerde bir çekişme meydana gelmiş. Bu bizim için de vardı.
Alevi vatandaşlarımızdan Sivas olayları için bir yanlış anlama neticesinde bize bir tepki vardı. Ama bu son gelişmeler...O kadar insan aradı ki helallik dileyen. Algı büyük çoğunlukta kalktı. AK Parti içinde bugünkü hükümetten ümidini kesenler bize gelir.
Cumhurbaşkanı adayı konusunu gündeme almadık. Çünkü gündeme aldığımızda konu hemen yayılır. Abdullah bey her türlü muameleyi gördü, hainlik dahil. Ona da hakkımız yok şimdilik.
Bu Haber 613155 Defa Okunmuştur