OĞAN : YENİ BİR GEMEREK VAKASIYLA KARŞI KARŞIYAYIZ"
Ankara 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 19 Mayıs’taki MHP Tüzük Kongresi’nde alınan kararlara yönelik aldığın yürütmeyi durdurma kararıyla ilgili olarak da konuşan Oğan, "Maalesef ki MHP açısından bir mahkeme süreci daha başlatılmış oldu. Genel Merkezimiz biz artık mahkemeye başvurmayacağımız demiş olmasına rağmen Genel Merkezle çok yakın ilişkiler içerisinde olan bir delegemizin mahkemeye müracaat ettirilmesi neticesinde yürütmeyi durdurma kararı alınmıştır. Burada yeni bir Gemerek vakasıyla karşı karşıyayız. Hukukun katline maalesef seyirci kalınmış durumdadır.
Bütün Türkiye hukukun nasıl katledildiğini seyrediyor. Deniyor ki Akyurt ilçesi uzak bir noktadadır, Akyurt ilçesi şehir merkezi sayılmıyor, bu sebeple yapılan kongre geçerli değildir deniliyor. Eğer bu iddia doğruyla MHP’nin Adana kurultayını nasıl değerlendireceğiz. 2004 yılında Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) Büyük Anadolu Oteli’nde yapmış olduğu kongre geçersiz midir. Veya bu hakim arkadaşın 2014 tarihinde çıkmış olan Büyükşehir Yasası’ndan haberi yok mudur. Ankara artık Bütün Şehir Yasasıyla yönetiliyor. Ankara’da artık şehir merkezi diye bir kavram kalmadı. Hal böyleyken, Büyükşehir Yasası ortadayken şehir merkezi söylemi ortadan kalkmış iken ve elinizde de örnekler mevcut iken böylesine tutarsız, saçma sapan bir iddia ile 19 Haziran’da yapılan Tüzük Kurultayı’nı geçersiz saymak ve yürütmeyi durdurmak yeni bir Gemerek vakasıyla karşı karşıya kaldığımızı bize göstermektedir" şeklinde konuştu.
"ÇOK ZORLAMA, ART NİYETLİ BİR KARARLA"
Yürütmeyi durdurma kararıyla ilgili mahkemenin birçok gerekçe sunduğunu da vurgulayan Oğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İkinci gerekçe 3’de 2 çoğunluk sağlanamadığı gerekçesi. 3’de 2 çoğunluk hususu tartışmalı bir konudur ve hakimin tamamıyla yoruma dayanmaktadır. Burada delege sayısının yarıdan fazlası o salonda hazır bulunmuştur ve o salonda hazır bulunan delege tam sayısının yarıdan fazlası maalesef dikkate alınmamıştır. Tüzüğümüzde delege tam sayısının yarıdan fazlasının olduğu ifade edilmektedir.
Karar alınan yeter sayısı da katılanların 3’de 2’si olarak kabul edilmektedir. Bir diğer husus 15 Mayıs’ta yapılan kongre daha doğrusu yapılmak istenen ancak yapılamayan kongre ertelenmiş olarak kabul edilmiştir. Bunun ertelendiğinden haberi olmayan bir hakim söz konusudur. Bizim 19 Haziran’da yapmış olduğumuz kurultay, 15 Mayıs’ın ertelenen kurultayı değildir.
Yargıtay kararıyla sıfırdan alınmış bir karardır. Çok zorlama, art niyetli bir kararla karşı karşıyayız. Bir diğer husus da size verilen çağrı heyetinin yetkisi içerisinde olan ve sadece 63’e, 4’ün değiştirilmesini içerdiği iddia edilen yetki aşılmış ve 13 tüzük maddesinin değiştirildiği ifade edilmiştir mahkeme kararıyla. Bizde bu kadar tüzük maddesinin değiştirilmesini doğru bulmadığımızı ifade ettik. Ancak bu mahkemenin bütün kurultayı iptal etmesine gerekçe olamaz.
Burada fazla görülen madde varsa o maddeler iptal edilir ve geriye kalan madde ile yapılmış olan tüzük kurultayı korunabilir. Art niyetli bir yaklaşım varsa bunu gerekçe gösterip toptan iptal edebilirsiniz. Mahkeme ve hakimler art niyetli karar alamazlar. Ancak orada 63’ü 4’ü muhafaza edip, diğerlerini iptal etmek iyi niyetle hiçbir bağı yoktur.
Bir diğer gerekçe olarak da bazı devlet memurlarının orada oy kullandığı iddiası var. Birincisi kimdir bu devlet memurları, bunları sayısı nedir, kimliği nedir açıklanması gerekir. Orada tabi ki bütün kontroller yapılmıştır, ancak bir tane devlet memuru oradan sızdırılmış ise ve sırf bu kurultayı iptal ettirmek için böyle bir gerekçe üretilmiş ise bunun da hesabı sorulacaktır. Hepimiz yıllardır seçimlerden geçip geliyoruz, eğer sonuca etki edecek bir durum söz konusu değilse sandıklar iptal edilmez. O yüzden bu da iptal için gerekçe sayılamaz."
10 Temmuz’da yapılacak kurultaya da katılacaklarını belirten Oğan, uzun süren bu sürecin hayırlı bir şekilde biteceğini ifade etti.
Bu Haber 1322527 Defa Okunmuştur